Nöbetçi Noter

  • Sayın Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, vatandaşların işlerini kolaylaştırmak adına yürüttükleri faaliyetler kapsamında, nöbetçi noterlik uygulaması üzerinde çalıştıklarını açıkladı.


    Yorumlarınızı merak ediyorum. :)

  • saçma bir uygulama olur zaten hafta içi 3. sınıf noterliklerde zaten tek tük iş geliyor hafta sonu boş yere bekletecekler bi hafta sonumuz var onuda alın elimizden tam olsun demiyor ki noter katipleri çok çalışıyor kadro verelim yada başka kurumlara dağıtalım o zaman noter yardımcılığını başlatsın bizde rahat edelim

  • Az çalışıyoruz iş yükümüz hiç yok. Artes i verdiler doğru düzgün eğitim görmeden yaptılarsa 7/24 çalışırlar diye düşünüyorlar... Aslında hafta içi eczaneler gibi nöbetçide kalabiliriz sabaha kadar çalışırız ne olacak ki.!!! hatta özel hat alsınlar ara 322 'yi noter evinize gelsin :D diye birde kamu spotu hazırlasınlar..... Bizleri robot olarak gördükleri için ne deseler yapıyoruz....artık bu mesleği bırakma zamanı gelmiş de geçiyor diye bugünden itibaren düşünmeye başladım... Allah sonumuzu hayır etsin.

  • Gerçekten gün geçtikçe meslekten soğutuyorlar. İş yükümüz azmış gibi hafta içerisinde yaşadığımız stres yorgunluk ve peşinden de mükafatlandırır gibi birde c.tesi çalışmayı getirtiyorlar.Hiçbir şekilde iyileştirme getirilmeyen personele bu kadar yüklenilmesi adaletsizlik.X(X(


  • NÖBETÇİ NOTERLİK KONUSUNDA DUYURU


    03.02.2019



    Değerli Meslektaşlarım;

    Bilindiği gibi Adalet Bakanımız Sayın Abdulhamit Gül'ün, 31 Ocak 2019 tarihinde bir televizyon programında vatandaşlara sunulan adalet hizmetlerinde noterlerin önemli bir kapı durumunda olduğunun altını çizerek yakın zamanda paylaşacakları Yargı Reformu Strateji Belgesi'nde 'Nöbetçi Noterlik' uygulamasının yer alacağı yönünde açıklaması olmuştur.

    Bu açıklamadan bir gün sonra sabah saatlerinde Adalet Bakanlığı Hukuk İşleri Genel Müdürü Sayın Hakan Öztatar'ın, Bakanlığımızın konu hakkında bir noterin basına açıklama yapmasını istediklerini bildirmesi üzerine kendisiyle irtibata geçilmiş, yaklaşık bir saat sonra kendisi ve Ankara 40. Noterimiz Handan Baykam tarafından bir televizyon kanalında açıklamalar yapılmıştır. Bu açıklamanın ardından Hukuk İşleri Genel Müdürümüz Birliğimizi ziyaret etmiş, bu ziyaret sırasında gerek bu konu ve gerekse mesleki sorunlarımız konusunda geniş kapsamlı bir görüşme sağlanmıştır. Görüşme sırasında 'Nöbetçi Noterlik' uygulaması ile ilgili yaklaşımımız ve Meslektaşlarımızın konuya bakışları arz edilmiştir. Yapılacak işlemlerin yalnızca noterlikler tarafından gerçekleştirilemeyeceği, paydaş kamu kurum ve kuruluşlarının da dahli ile bu uygulamanın hayata geçirilebileceği ifade edilerek, uygulamanın zorlukları ve olası sakıncaları anlatılmıştır.


    Konu hakkında siz Meslektaşlarımızın görüş, düşünce ve önerileri doğrultusunda takip ve girişimlerimiz sürmekte olup, yeni gelişmeler olduğunda sizlere yine bilgi aktarılacaktır.


    Saygılarımla


    Dursun CİN (alıntı)

  • Merhabalar değerli meslektaşlarım;

    Başkanın söylediklerine ek olarak, kamu kurum ve kuruluşları ile birlikte bankalarda açık olmalı ki, vatandaş güvenli alışveriş yapabilsin, bu kurumların hepsi çalıştıktan sonra hem CUMARTESİ hem de PAZAR (emniyet, vergi dairesi, muayene istasyonu, sigorta, bankalar, plk.basımı için cemiyet, seferberlik emri olanlar için il afet müdürlüğü, vs..) sonra bizimde zaten çalışmamız gerekecek.

  • Merhabalar değerli meslektaşlarım;

    Başkanın söylediklerine ek olarak, kamu kurum ve kuruluşları ile birlikte bankalarda açık olmalı ki, vatandaş güvenli alışveriş yapabilsin, bu kurumların hepsi çalıştıktan sonra hem CUMARTESİ hem de PAZAR (emniyet, vergi dairesi, muayene istasyonu, sigorta, bankalar, plk.basımı için cemiyet, seferberlik emri olanlar için il afet müdürlüğü, vs..) sonra bizimde zaten çalışmamız gerekecek.

    :thumbup:

  • TEMEL BAŞLIKLAR

    Anılan toplantı konusu çerçevesinde, bazı temel başlıkların dile getirilmesinin gereğine inanıyoruz. Bu başlıklar; başta noterlikte nöbet sorunu olmak üzere, vatandaş odaklı kamusal hizmette bütün/parça ilişkisi, kamusal hizmette talep hakkı ve kamusal hizmetin külfet haline gelmemesi, alandaki özgül koşullar ve buna bağlı olarak anayasal eşitlik ilkesi, noterlik mesleğinde personel sorunu, noterlik mesleğinin kamuoyu nezdinde tanınma/bilinme konularındadaki sorunlar, noterlik ve halkla ilişkiler... gibi sınırlı ve sayılı olmamak üzere sıralanabilir. Bu başlıklardan, nöbet ile bağlantılı olarak, kamusal hizmette parça/bütün ilişkisinin öncelikle ele almak isteriz. Kişisel olarak belirtmek isterim ki, gündemde olan "noterlik ve nöbet" konusunda olayı kişisel olarak "karşı olma/kabul etme" gibi bir dikotomiye indirmemekteyiz. Bunun yerine, kamu hizmetinin vatandaşa en iyi biçimde ulaştırılması sürecinde, bu hizmetin kamusallığı ve ülkeselliği konularında sorun yaşanmaması temel kalkış noktasıdır. Ancak, ülkesellik konusuna temas etmiş olmakla birlikte, örneklemelerimiz ve kalkış noktamız daha çok, görevli olduğumuz Çameli Noterliği görev alanı çerçvesinde olacaktır. Nöbetçi noterlik Çameli ilçesi için olumlu sonuçlar doğurmayacaktır. Çameli İlçesi yıllarca büyük bir nüfus kaybı yaşamıştır. Nöbet sistemi illerde ve sonrasında ilçelerde de uygulandığında, Çameli'de yaşayanlar hafta sonları Denizli veya Fethiye'ye giderek araç satın almayı seçecekledir. Çünkü, buradaki halk zaten hafta sonu ilçede kalmak yerine anılan bu şehre gezmeye gitmektedir. Böylelikle, Çameli ilçesindeki araç alım satım işinden geçimini sağlayanlar için olumsuz bir sonuç ortaya çıkacaktır. Bu açıdan, nöbet sistemi, öngörülmeyen bir biçimde ve belki az oranda da olsa, küçük ilçe ekonomilerini olumsuz yönde etkileyecektir. İşte, yukarıda belirttiğimiz parça/bütün ilişkisi ve bu ilişkide denge meselesi bu biçimdeki örneklerde ortaya çıkmaktadır. Vatandaş odaklı hizmet anlayışı temel alınırken, bu denge içinde başkaca vatandaşların farklı konumları mutlaka gözetilmelidir. Zira, küçük yerleşim yerlerinin ekonomisinin zayıflaması ve buna bağlı olarak yaşanan kente göç ciddi bir ülke sorunudur. Belli bir kısım vatandaşın pazar günü oto alım satımı yapabilmesi gibi bir kamusal hak talebinin yerine getirilmesinde, bu husustan daha önemli kamusal sorunlar

    doğurabilecektir. Kısacası, sorunu tüm boyutlarıyla ele alan ve bu konuda alan çalışması yapılarak çözmek en doğrusu olacaktır. Tekrar etmek isteriz ki, Çameli örneğinde, sorun kendi noterliğimizin daha az işlem yapması değildir. Zira, uygulama belli bir aşamaya gelinceye kadar zaten amiyane tabirle "dişimizi sıkar, sabreder" ve tayin süremiz de gelmiş olduğundan, yüksek işlemli başka bir yerde görev yaparız. Sorunu dile getirirken, kişisellik çerçevesinden bakmadığımızı özellikle belirtmek isteriz. Sorunun ekonomik görünüm için Çameli çerçevesinde basit bir örnek vermek gerekirse; Ankara veya İstanbul'da bulunan büyük bir oto galerisi, haftada 20 oto az satarsa (ki bu olasılığın gerçekleşmesi zayıftır) o işletme batmaz. Ancak, Çameli'de yerleşik bir esnaf haftada 2 oto satmazsa (ki bu olasılık yüksek olacaktır) batabilir. Kamusal düzenlemeler, devam edegelen işleyi içinde elbette zamanla değişir. Bu değişiklik yeni ihtiyaçların ve şartların ortaya çıkmasıyla olur. Kimi zaman bu değişiklik toplumsal/demokratik baskı gruplarının siyasal karar vericiler nezdinde çalışmasıyla gerçekleşir. Örneğin, kitapta KDV oranın sıfır olması kousunda Türkiye Yayıncılar Birliği yıllardan beri ve açık bir çalışma yapmaktadır. Bu çalışmalarını tüm ülke kamuoyu ile paylaşarak, ülkesel destek de sağlamışlardır. Sonuçta kitaptan alınan KDV'nin sıfır olması ile, öncelikle vatandaş kazanmıştır. Çünkü önemli bir kültür ürünü olan kitabı daha ucuz alabilecektir. Bu düzenlemeden yayıncılar ve kitapçılar da kazanmıştır, çünkü daha çok kitap satacaklardır. Bu düzenlemeden kamu maliyesi hiç zarar görmemiştir. Çünkü, sektöre gelen canlılık ve öngörülen büyüme ile, %8 olan KDV oranından daha fazladır. Yapılan indirim, dolaylı ve doğrudan vergi ve diğer kamusual tarhiyatla geri kazanılmış olacaktır. Kısacası, devam edegelen kamusal düzenlemede yapılan bir değişiklikle, bütün kamusal taraflar ve toplamda ülke kazanmıştır. Bu örnek bu açıdan önemlidir. Hafta sonu oto satışı için de elbette alanın toplumsal baskı guruplarının çalışmaları olmuştur. Demokratik hukuk devletinde bu çalışmalar normaldir ve olması da gerekir. Ancak, yeni yapılan kamusal düzenlemeden yararlanan toplumsal küme ile bu düzenlemeden olumsuz etkilenecek toplumsal küme/kümeler dengesi son derece önemlidir. Çünkü devam eden sistemde yapılan değişiklikler, eğitim sistemimiz örneğinde olduğu gibi, kolay kolay eski yerine oturtulamayan bir düzensizlik olasılığnı da içinde barındırmaktadır. Eğitim sistemi konusunda, bizzat sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayip Erdoğan eleştiri ve değerlendirmelerini yakın zamanda kamuoyu önünde dile getirmiştir. Sayın Genel Müdür'ün 7 Mart tarihindeki toplantıda dile getirdiği gibi, hukuk kamusal düzen ve sistemi "muhafaza" işlevine sahiptir. Bu muhafaza belli bir katılığı ve statüyü korumayı içerir. Bu açıdan, sosyal ihtiyaçlar, talep ve hizmet arasındaki denge konusunda temel olarak hukuksal standardın gözetilmesi çok önemlidir. Uygulamaya göre belirlenecek bir yol tayini bu açıdan sorunlu olabilir. Zira, -Çameli örneğinde- nöbetçi noterliğin yanında, Çameli'nin dağlık bir alanında maden işleten bir girişimci, çalışanlarının çalışma günü içinde, ilçeye kamusal hizmet almak için gitmesini istemeyebilir. Örneğin, ehliyet veya kimlik kartı değişikliği için çalışma günü ilçeye gitmek iş kaybına neden olacağından, hafta sonu işlem yaptırmaları için bu kurumların açık olmasını isteyebilir. Böylelikle de, bu kamusal hizmetlerin hafta sonu ve tatil günlerinde verilmemesi karşısında, eşitlik ilkesi uyarınca, Anayasa'ya aykırılık savında bulunabilir. Bu varsayımı, ülkedeki tüm kamusal hizmetler için de genişletebiliriz. Öyle ki, hastanelerde nöbetçi doktor uygulaması olsa bile, polikliniklerin de tatillerde çalışması talebi, anayasal eşitlik ilkesi uyarınca makul ve hukuki olabilecektir. Kamusal hizmet bağlamında, nöbeti de aşan bir başka sorun, üçüncü sınıf noterlerin yaşadıkları güçlüklerdir. Bu konuda öncelikle belirtmek gerekir ki, diğer noter üstatlarımızın da üçüncü sınıf noterlik aşamasından geçmiş olmaları ve benzer sıkıntıları çekmiş olmaları, bu alanda yaşanan sıkıntıların dile getirilmesine engel değildir. Açıkçası bu konudaki zorluklarla ilgili olarak, anılan toplantıdaki konuşmamıza gösterilen tepki, bir kamusal görev ifa eden görevliye yakışan bir tepki olarak adlandırmak mümkün değildir. Hak aramak, o hak sahipliğinin bir lütuf gibi görülerek, hak arayanın ya da sorunu dile getirenin tahkiri,

    demokratik hukuk toplumlarında kabul edilemez.. Pek çok noterimiz, günü sıfır yevmiye ile kapatır. Ancak, kamu hizmetinin devamlılığı esastır ve bu açıdan bu koşullarda çalışan noterlerimiz deyim yerindeyse zaten çoktan kamu hizmeti için bedelsiz nöbet tutmaktadır. Kamu hizmetini talep bir vatandaşlık hakkıdır. Ancak, bu hizmeti yerine getiren özneler için, hizmetin bir külfet haline gelmemesi de gözetilmesi gereken bir diğer husustur. Bu açıdan, gayrı safi/safi gelirleri son derece düşük ve hatta ekside olan noterlikler için, kamu maliyesi kaynaklarından destek sağlanması, bu alandaki sorunları hafifletecektir. Noterlik mesleğindeki gerekli aygıtlar, alt yapı ve diğer gider kalemleri belli bir yatırımı gerektirmektedir. Kamu hizmeti gören noterin kamusal itibarı da önemlidir ve bu itibar korunmakla yetinilmemeli, yükseltilmelidir. TNB tarafından verilen kredi ötesinde, kamu hizmetinin en iyi biçimde yerine getirilmesinde, Maliyeye önemli katkı sağlayan bu meslek grubunun, yine Maliyenin kaynaklarından gerektiğinde yararlandırılması düşünülmelidir. Yine bu alandaki önemli eksiklerden birisi, yetişmiş eleman sorunu ve katiplik sistemidir. Bu konuda da; iş hayatının düzenlenmesi, sözleşme serbestisi gibi ilkeler bir yana, kamusal yardım ve destek gerekmektedir. Bilinmeldir ki, bir kurum, en ince/zayıf yerine göre değerlendirilir. Üçüncü sınıf noterlik çok zayıf ise, noterlik de zayıftır. Ancak sadece bir kısmı sayılan tüm bu sorunlarda elbette yasal düzenleme gereği açıktır. Noterlik mesleğinin ana öznesi olan noterler ile, noter odaları ve TNB yönetiminin noterlik konusunda en yetkin ve birinci elden bilgi, deneyim sahibi oldukları açıktır. Bu nedenle, yasama süreçlerinin de "noter öznesi" katılımı ile yapılması makul ve mantıklı olacaktır.

    Sonuç Olarak;

    Nöbetçi noterlik uygulamasında ülkesel talep ve çıkarlarla yerel talep ve çıkar /çıkarlar arasındaki denge ve uyumun dikkate alınması, ve kamusal hizmet ve organizasyonda parça ve bütün ilişkisi ve dengesine azami özen gösterilmesi önemlidir.

    Üçüncü sınıf noterlerin içinde bulundukları zorluklar, özellikle yasal düzenlemeler yapılırken dikkate alınması temenni edilir. Bu sınıftaki noterlere gelir durumuna göre kamu maliyesi desteği gündeme alınmalıdır. Kamu maliyesi desteğinden maksat, aylık ücret ödemesi olmayıp, vergi, sigorta gibi ödemelerde kamusal hakkaniyet ilkesinin uygulanması ve kamu payının azaltılmasıdır.

    Noterlik personeli konusunda, personelin de kamu görevi yapan işlevlerine uygun statü ve yasal düzenleme yapılmalıdır.

    Noterlik başta olmak üzere, noterlik ile ilgili doğrudan veya dolaylı yasal düzenleme ve yasama çalışmalarında, noterlerin, noter odalarının ve TNB yönetimin bilgi, birikim ve deneyiminin doğrudan değerlendirilmesi hususuna önem verilmelidir.

    Bilgilerinize arz ederim.

    ÇAMELİ NOTERİ Sabri KUŞKONMAZ