Posts by Erkan

    (KODLAR ESKİ VEZNEYE GÖRE DÜZENLENMİŞTİR )
    ÖRNEK İŞLEMLERİ VE KODLARININ KULLANIMI
    3.1 –Parasal değer içermeyen belgeden örnek verme
    3.2 – Değerli kağıt iki olan- vekalet-protesto, Re’sen senet işleminden örnek verme
    3.4 – Nüfus Cüzdanı-Arka yüzlü diploma ve Pasaport’tan örnek verme
    Nüfus cüzdanında : Ek sayfa adedi-1 Yazı-1 girilecek
    Diplomada : Ek sayfa adedi-1 Yazı- 1 girilecek
    Pasaportta : İki sayfa onaylanırsa Ek sayfa adedi- 1 Karşılaştırma-1 girilecek
    Üç sayfa onaylanırsa Ek sayfa -1 Karşılaştırma-2
    Dört sayfa onaylanırsa Ek sayfa-2 Karşılaştırma-2 girilecek
    *Pasaportta onaylanacak sayfa iki sayfadan fazla ise ,iki sayfa için 1 karşılaştırma girilecek ve kalan sayfa ek sayfaya yazılacak
    3.3 – Tercüme sureti
    3.5 – Ek çeviri harçlı
    3.6 – Adi kefilli işlemden örnek verme
    İSTİSNALI VE EK İŞLEMLİ ÖRNEK VERME İŞLEMLERİ
    1- MAHKEMELERE İŞLEMDEN ÖRNEK VERME
    VEZNE KODU : 3.1
    DEĞER GİRİŞLERİ YAPILACAK + İSTİSNA EKLE TIKLA + SURET HARCI- HARÇ ALINMAZ İŞARETLE + UYGULA
    2- RESMİ DAİRE VE KAMU KURUMLARININ İHALE KARARLARINDAN ÖRNEK VERME-(BUNLARIN DIŞINDAKİ ŞİRKET-KOOPERATİF-VAKIF VE BENZERİ KURULUŞLARIN İHALE KARARLARINDA UYGULANMAZ)
    VEZNE KODU: 3.1
    DEĞER GİRİŞLERİNİ YAP + EK İŞLEMLERİ TIKLA + DAMGA EKLE TIKLA + BİNDE 5.89 DAMGA SEÇ + DAMGAYA TABİ DEĞER GİR + UYGULA
    3- A.Ş HİSSE DEVRİ KARARINDAN ÖRNEK VERMEK(KARARDA DEVİR EDEN İLE DEVİR ALANIN İMZALARI VARSA UYGULANACAK)
    VEZNE KODU: 3.1
    DEĞER GİRİŞLERİNİ YAP + EK İŞLEMLERİ TIKLA + DAMGA EKLE TIKLA + BİNDE 9.48 DAMGA SEÇ + DAMGAYA TABİ DEĞER GİRİŞİNİ YAP + UYGULA
    4- DAMGASI ÖDENMEMİŞ BİNDE 9.48 DAMGA VERGİLİ SÖZLEŞME-TAAHHÜTNAME VE SAİR BELGEDEN ÖRNEK VERME
    VEZNE KODU : 3.1
    DEĞER GİRİŞLERİNİ YAP + EK İŞLEMLERİ TIKLA + DAMGA EKLE TIKLA + BİNDE 9.48 DAMGA SEÇ + DAMGAYA TABİ DEĞER GİRİŞİNİ YAP + UYGULA
    5-DIŞARDA HAZIRLANMIŞ VE İMZALANMIŞ KİRA SÖZLEŞMESİNDEN ÖRNEK VERME
    - KİRA SÖZLEŞMESİ İMZA TARİHİNDEN İTİBAREN 15 GÜN GEÇMEDEN SURET İÇİN NOTERLİĞE GETİRİLMİŞSE
    VEZNE KODU : 3.1
    DEĞER GİRİŞLERİNİ YAP + EK İŞLEMLERİ TIKLA + DAMGA EKLE TIKLA + BİNDE 1.89 DAMGA SEÇ + TOPLAM KİRA BEDELİ ÜZERİNDEN DAMGAYA TABİ DEĞER GİRİŞİNİ YAP + UYGULA
    - KİRA SÖZLEŞMESİ İMZA TARİHİNDEN İTİBAREN 15 GÜN GEÇTİKTEN SONRA SURET İÇİN NOTERLİĞE GETİRİLMİŞSE
    İLGİLİYİ VERGİ DAİRESİNE DAMGAYI ÖDEMEYE GÖNDER + İŞLEMİN DAMGA VERGİ VE CEZASINI ÖDEDİĞİNİ MAKBUZ İLE BELGELET +MAKBUZDAN BİR SURET AL +
    BU DURUMDA ASLI DAMGAYA TABİ OLAN İŞLEMİN DAMGASINI VERGİ DAİRESİNE ÖDETMİŞ OLDUĞUMUZDAN VATANDAŞDAN BİR DAHA ASIL DAMGAYI ALMAYACAĞIZ AMA İŞLEMİN ASLI DAMGALI OLDUĞUNDAN BU DEFA İLGİLİDEN SURET DAMGA ALACAĞIZ. BUNA GÖRE ;
    VEZNE KODU : 3.1 GİRİLECEK
    DEĞER GİRİŞLERİNİ YAP + EK İŞLEMLERİ TIKLA + DAMGA EKLE TIKLA + MAKTU DAMGAYI İŞARETLE +SURET DAMGA/TERCÜME İŞARETLE + UYGULA
    6- ASLI DAMGA VERGİSİNE TABİ OLUP ASIL DAMGASI ÖDENMİŞ KAĞITLARDAN ÖRNEK VERME
    YUKARIDA BELİRTİLEN VE DAMGASI VERGİ DAİRESİNE YATIRTILIP TARAFIMIZDAN DAMGASI ALINMAYIP SADECE SURET DAMGA ALINAN KİRA SÖZLEŞMESİNDE OLDUĞU GİBİ BUNUN DIŞINDA ASLI DAMGA VERGİSİNE TABİ OLUP DA DAMGA VERGİSİ YATIRILMIŞ HERTÜRLÜ KAĞITLAR İÇİN DE ARTIK ASIL DAMGAYI ALMAYACAĞIZ VE SURET DAMGA ALACAĞIZ
    YANİ ; VEZNE KODU : 3.1 GİRİLECEK
    DEĞER GİRİŞLERİNİ YAP + EK İŞLEMLERİ TIKLA + DAMGA EKLE TIKLA + MAKTU DAMGAYI İŞARETLE +SURET DAMGA/TERCÜME İŞARETLE + UYGULA

    Yeni işlem örneği eklemek isteyenler mail ile kendisine ulaşabilirler.>> siverek2.noteri@hotmail.com




    (Windows 7 kullanıyorsanız, kurulum için “Kullanıcı Hesabı Denetimi”ni kapatın) (Nasıl?)



    Microsoft Word kullanarak noterlik işlemlerinin hazırlanmasına yardımcı olmak üzere geliştirildi,


    Noterler arasında "YAZIM" olarak anılan özelliği içermektedir,


    Kullanımı kolay ve hızlıdır,


    İşlem hazırlarken girdiğiniz pek çok bilgi saklanır ve daha sonra gerektiğinde kendiliğinden kayıttan çağırılır,


    Hazırlanan noterlik işlemi bir Word belgesidir. Yazdırılmaya hazır olmakla birlikte üzerinde değişiklik yapma ve düzenleme konusunda Microsoft Word' ün bütün olanaklarını kullanabilirsiniz,


    İşlemlerinizi, bilgisayara yüklü her yazıcıdan yazdırabilirsiniz. Hatta, tek bilgisayarla nokta vuruşlu yazıcıdan makbuz keserken, lazer yazıcıdan işlemi yazdırabilirsiniz, (Nasıl?)


    Kullanıma hazır 400 den fazla işlem örneği içeriyor. Bunlardan başka kendi işlem örneklerinizi de ekleyebilirsiniz, (Nasıl?)


    İşleme ait tebliğ zarfı, muhatabın adı ve adresiyle birlikte otomatik olarak hazırlanır,


    Aynı sürümü veya yeni sürümleri eskisinin üzerine yükleyebilirsiniz. Hiç bir ayarınız veya kaydınız kaybolmaz,


    Kullanırken farkedeceğiniz daha pek çok kolaylık içermektedir.


    İNDİRME LİNKİ: http://www.noterlericin.com/index.html

    Makbuzu kestikten sonra sorguladığınız da kesmiş olduğunuz makbuzu hazırlayacağınız protesto ile eşleştiriyor sistem sadece makbuzu kestiğinizde makbuz üzerine basmamış oluyor nbs numarasını.

    Cabir abi;


    1994/59 genelge 01.02.2007 Tarihli 8 Numaralı Genel Yazı


    Bu kişi şimdi yabancı uyruklu olduğu için TNB 'ye gönderilmesi gerekir diye düşünüyorum.


    Saygılarımla...

    Değerli ağbeyim;


    Acaba diyorum,yevmiyeyi açık bırakıp cuma tarihi ile cumartesi çalışsam olurmu?
    Yoksa kapatıp Pazartesi tarihi ile mi çalışsam,mevcut sistem bunlara izin verirmi?


    Her ikiside olabilir her ikisinede izin verir.


    Selam ve saygılarımla....

    Evli ve Askerliğini yapmış kuzenime İSTANBUL Avrupa yakasında iş arıyorum.


    Kendinin noterlikte iş deneyimi yoktur yeni personel ihtiyacı olan Noterliklerimiz de yetiştirilip çalışacaktır. (İkameti Esenyurttadır) İlgilenen meslektaşlarıma şimdiden teşekkür ederim. İrtibat için şahsımla görüşebilirler.
    Selamlarımla...


    TEL: [move]0 507 956 41 90[/move]

    Çeğdem hanım;


    Maktu damga ile neyi kastettiniz bilmiyorum lakin ortada bir yanlış anlaşılma var yukarıdaki genelge incelendiğinde yapılacak işlemde kurumlar vergisinin aradığı şartlar sözleşmede mevcut ise damgadan muaf fakat her hâlükârda Birleşme, devir, bölünme ve nevi değişikliği ile ilgili mukavelelerde harç muafiyeti getirilmiştir.


    4- Yukarıda belirtilen kağıtlarla ilgili noter işlemlerine, 492 sayılı Kanunun 123 üncü maddesinde herhangi bir kayıt ve şarta bağlı olmaksızın harç istisnası getirilmiştir.


    Bu sebeple, şirketlerin birleşme, devir, bölünme ve nevi değişikliği işlemlerinde düzenlenen mukavelelerde Kurumlar Vergisi Kanununun aradığı şartların mevcut olmadığının bildirilmesi veya vergi dairesinden böyle bir yazı getirilmemesi halinde dahi bu konudaki işlemlere harç istisnası uygulanması gerekir.

    17.04.2013



    Özü: e-Şirket kuruluş sözleşmeleriyle ilgili DÜZELTME beyanları hakkında.



    ........................ NOTER ODASI BAŞKANLIĞINA


    ........................ NOTERLİĞİNE




    Gümrük ve Ticaret Bakanlığı İç Ticaret Genel Müdürlüğünce Birliğimize gönderilen yazıyla; şirket ana sözleşmesinin tamamının noterlere sunulduğunun, ticaret sicil müdürlüklerince herhangi bir değişimin söz konusu olması halinde düzeltilen bölümün kullanıcı tarafından sisteme eklenmesi suretiyle yeni durumun noterler tarafından ana sözleşme üzerinden görülmesinin sağlandığının, bu değişimin görülmesi halinde gerekli DÜZELTME beyanının yapılması gerektiğinin bildirilmesi üzerine; konunun, Yönetim Kurulunun 10.04.2013 günlü toplantısında görüşülmesi sonunda:



    1) Pilot olarak seçilen bölgelerde elektronik ortamda yapılan şirket kuruluşu sözleşmelerinde değişiklik talep edilmesi halinde, MERSİS numarasından şirket ana sözleşmesinin yeniden sorgulanmasını müteakip, sözleşme üzerinde yapılan değişiklikler kontrol edildikten sonra DÜZELTME beyanının buna göre hazırlanmasına,


    2) Noterlik Kanununun 81’inci maddesi gereğince tamamlanmasından sonra bir noterlik işleminin değiştirilmesinin yeni bir noterlik işlemi ile yapılması icap ettiğinden, bu DÜZELTME beyanına ilişkin giderlerin ayrıca alınmasına ve bu işleme ait tarih ve yevmiye numarasının da “Sözleşme Sonuç Bildirimi” servisinden bildirilmesine,


    karar verilmiştir.




    Bilgi edinilmesi ile buna göre işlem yapılmasını rica ederim.


    Saygılarımla,






    Yunus TUTAR


    Başkan




    (GENEL YAZI: 45 )

    Serdar bey arası üstü var tabi ki o inşaatin konutları üst üste yapılmıyormu ? Yok müstakil yapıp yan yana diziyorsalar ona lafım yok. Mahkeme 5 daireye ayrı ayrı bir fiyatmı vermiş yoksa bu kişiye düşecek toplam 5 daire içinmi bu rakamı yazmış bunlar önemli diye düşünüyorum.


    Yanlış olan ise zemin kattaki bir daire 2.kattaki bir daire veya dublex bir daire bunları kıyasla aynı bedelden hesaplamak.

    Mahkeme 5 daireye bedel biçmiş dolayısı ile burada 5 dairenin bedeli belli diğer dairelerin buna kıyasla bedellen dirilmesi olayı bana yanlış geliyor yani ara kat bir daire ile zemin kat bir daire aynı bedel olmaz mahkemenin belirlediği bedel ile arsanın emlak değerini karşılaştırın yüksek olandan alın ve ayrıca tapu senedini işleme ekliyor iseniz üzerinde satış değeri yazıyor ise bunu da dikkate almayı unutmayın.

    Başlık Mesken kira sözleşmelerinin damga vergisi hk.
    Tarih 25/06/2013
    Sayı 97895701-155[1.2013/18]-911
    Kapsam


    T.C.


    GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI


    İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI


    (Mükellef Hizmetleri Diğer Vergiler Grup Müdürlüğü)


    Sayı :97895701-155[1.2013/18]-911

    25/06/2013


    Konu :Mesken kira sözleşmelerinin damga vergisi hk.


    İlgide kayıtlı özelge talep formunun ve eklerinin incelenmesinden, sahip olduğunuz gayrimenkulleri kiraya verdiğiniz, iş yeri olarak kiraya verdiğiniz yerlerin damga vergisini kiracıların ödediği, konut olarak kiraya verdiğiniz yerlerin kirasını alamadığınız durumlarda icra takibine başladığınız, icra dairelerinin kira sözleşmelerinin damga vergilerinin ödenmediği gerekçesiyle talebinizi geri çevirdiği belirtilerek, 2 nüsha, müşterek ve müteselsil kefil imzalı ve depozito alınarak düzenlenen konut kira sözleşmelerinin damga vergisine tabi olup olmadığı, tabi ise matrahının ne olacağı, hangi nispetlerde vergiye tabi tutulacağı ile ödeme tarihleri hususlarında görüş talep edildiği anlaşılmaktadır.


    488 sayılı Damga Vergisi Kanununun 1 inci maddesinde, bu Kanuna ekli (1) sayılı tabloda yazılı kağıtların damga vergisine tabi olduğu; 3 üncü maddesinde, damga vergisinin mükellefinin kağıtları imza edenler olduğu; 4 üncü maddesinde, bir kağıdın tabi olacağı verginin tayini için o kağıdın mahiyetine bakılacağı ve buna göre tabloda yazılı vergisinin bulunacağı; 5 inci maddesinde bir nüshadan fazla olarak düzenlenen kağıtların her nüshasının ayrı ayrı aynı miktar veya nispette damga vergisine tabi olacağı; 6 ncı maddesinde, bir kağıtta birbirinden tamamen ayrı birden fazla akit ve işlem bulunduğu takdirde bunların herbirinden ayrı ayrı vergi alınacağı, bir kağıtta toplanan akit ve işlemler birbirine bağlı ve bir asıldan doğma oldukları takdirde damga vergisinin, en yüksek vergi alınmasını gerektiren akit veya işlem üzerinden alınacağı, ancak bu akit ve işlemlere asıl işlemin akitlerinden başka bir şahsın eklenen akit ve işleminin de ayrıca vergiye tabi olacağı; 9 uncu maddesinde, bu Kanuna ekli (2) sayılı tabloda yazılı kağıtların damga vergisinden müstesna olduğu; 22 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde, Maliye Bakanlığınca belirlenen mükellefler, kurum ve kuruluşlar tarafından bir ay içinde düzenlenen kağıtların vergisinin, ertesi ayın yirminci (371 Sıra No.'lu VUK Tebliği uyarınca yirmiüçüncü) günü akşamına kadar vergi dairesine bir beyanname ile bildirileceği ve yirmialtıncı günü akşamına kadar ödeneceği, (b) bendinde, (a) bendi dışındaki hallerde, kağıdın düzenlendiği tarihi izleyen onbeş gün içinde vergi dairesine bir beyanname ile bildirileceği ve aynı süre içinde ödeneceği hükümlerine yer verilmiştir.


    Aynı Kanuna ekli (1) sayılı tablonun "I-Akitlerle ilgili kağıtlar" başlıklı bölümünün A/2 fıkrasında, belli parayı ihtiva eden kira mukavelenamelerinin mukavele süresine göre kira bedeli üzerinden; A/3 fıkrasında, kefalet, teminat ve rehin senetlerinin nispi damga vergisine tabi tutulacağı; Kanuna ekli (2) sayılı tablonun "IV-Ticari ve medeni işlerle ilgili kağıtlar" başlıklı bölümünün (31) numaralı fıkrasında, dernek ve vakıflarca yerleşim yeri, gerçek kişilerce mesken olarak kullanılmak üzere kiralanan ve iktisadî işletmelere dahil olmayan taşınmazlara ilişkin kira mukavelenamelerinin damga vergisinden istisna olduğu hükme bağlanmıştır.


    Buna göre, gerçek kişilere mesken olarak kiraya verilen gayrimenkuller için düzenlenen kira sözleşmelerinin;


    - sadece kiraya veren ve kiralayan kişilerin imzasını içermesi, depozito tutarı, kefalet şerhi içermemesi halinde, Kanuna ekli (2) sayılı tablonun IV/31 numaralı fıkrası uyarınca damga vergisinden istisna tutulması,


    - Kira tutarı yanında depozito tutarını da içermesi halinde, depozito tutarının teminat hükmünde olması nedeniyle Kanuna ekli (1) sayılı tablonun I/A-3 fıkrasına göre sözleşmenin sadece depozito tutarı üzerinden düzenlenme tarihi itibarıyla nüsha sayısına göre nispi damga vergisine tabi tutulması,


    - Kiracı ve kiralayan yanında "adi kefil" veya "müteselsil kefil", "müşterek borçlu ve müteselsil kefil" olarak kefil imzasını içermesi halinde, Kanuna ekli (1) sayılı tablonun I/A-3 fıkrası uyarınca kefalet şerhi üzerinden düzenlenme tarihi itibarıyla nüsha sayısına göre damga vergisine tabi tutulması,


    - Kiracı ve kiralayan yanında "adi kefil" , "müteselsil kefil", "müşterek borçlu ve müteselsil kefil" şeklinde şerhle birlikte depozito bedeli de içermesi durumunda, Kanunun 6 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca depozito ve kefalet şerhi işlemlerine ilişkin tutarın toplamı üzerinden Kanuna ekli (1) sayılı tablonun I/A-3 fıkrası uyarınca düzenlenme tarihi itibarıyla nüsha sayısına göre damga vergisine tabi tutulması,


    ve söz konusu verginin tarafların mükellefiyet durumuna göre Kanunun 22 nci maddesi kapsamında beyan edilerek makbuz mukabili ödenmesi gerekmektedir.


    Bilgi edinilmesini rica ederim.

    TEBLİGAT KANUNU'NUN 21/2.MADDESİNE GÖRE
    TEBLİGATIN ŞARTLARI
    12. Hukuk Dairesi
    ESAS NO : 2012/17610
    KARAR NO : 2012/34966
    Borçlu davacı vekili müvekkiline tebliğe çıkarılan ödeme emri davetiyesinin usulsüz olduğunu iddia ederek tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olan 08.02.2012 tarihi olarak düzeltilmesine karar verilmesini talep etmiş, mahkemece ödeme emrinin TK.'nun 21/2.maddesine uygun olarak tebliğ edildiği gerekçesiyle şikayetin reddine karar verilmiştir. Takibe konu Antalya 4.lcra Müdürlüğü'nün 2011/13673 takip numaralı dosyasının incelenmesinde 29.12.2012 tarihli örnek 7 ödeme emrinin davetiyesinin üzerine "Mernis Adresi" yazılarak tebliğe çıkarıldığı ve dağıtıcı tarafından TK.'nun 21/2.maddesine göre 04.01.2012 tarihinde tebliğ edildiği ve bu tebliğe dayanarak takip işlemlerine devam edildiği görülmüştür.
    2709 Sayılı 1982 Anayasası'nın Hak Arama Hürriyeti başlıklı 36. maddesine göre;" Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir." 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun Bilinen Adreste Tebligat başlıklı 10/1. maddesine göre "Tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılır. Şu kadar ki; kendisine tebliğ yapılacak şahsın müracaatı veya kabulü şartiyle her yerde tebligat yapılması caizdir.", 11.01.2011 tarihinde 6099 Sayılı Kanunun 3.maddesiyle eklenen 10/2.maddesine göre;" Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.". Aynı yasanın Tebliğ imkansızlığı Ve Tebellüğden İmtina başlıklı 21. maddesine 6099 Sayılı Kanunun 5.maddesiyle eklenen 21/2.maddesine göre;" Gösterilen adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olup, muhatap o adreste hiç oturmamış veya o adresten sürekli olarak ayrılmış olsa dahi, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza karşılığında teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırır. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır." Aynı yasanın Usulüne Aykırı Tebliğin Hükmü başlıklı 32.maddesine göre "Tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi addolunur." Tebligat Kanunu'nun Uygulanmasına Dair Yönetmelik'in Bilinen Adreste Tebligat başlıklı 16/2.maddesine göre "Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.
    6099 Sayılı Kanunun genel gerekçesinde;"... Uygulamada yaşanan sorunları önlemek üzere Tasarıda yer verilen en önemli değişiklik, 25/4/2006 tarihli ve 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununda kabul edilen "adres kayıt sistemi"nin Tebligat Kanununa intibakının sağlanmasıdır. Hatta bu yolla, bazen on-onbeş tebligatla dahi sonuç elde edilemeyen durumlarda (ilânen tebligatın gerektirdiği istisnaî hâller hariç), en fazla iki veya üç tebligatla sorun çözülebilecektir. Tebligat Kanunun 10.maddesine ek fıkra eklenmesiyle ilgili 6099 Sayılı Kanunun 3.maddesinin gerekçesinde " Tebligat Kanununun 10. maddesine eklenen ikinci fıkra ile tebligata ilişkin sorunların belki de en önemli kısmının çözüme kavuşturulması amaçlanmıştır... Yapılan yeni düzenlemeyle, önce yine bilinen en son adrese tebligat
    yapılacaktır. Böylelikle, muhataba daha kolay ulaşılabilecek bir adres biliniyorsa oraya tebligat yapılması imkânı açık tutulmuştur. Ancak, tebligatın yapılmasını isteyenin veya tebligatı çıkartan makamın bildirdiği adresin, tebligata elverişli olmadığının anlaşılması ya da bu adrese tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın 5490 Sayılı Kanuna göre adres kayıt sistemindeki adresi bilinen son adresi olarak kabul edilerek, tebligat buraya yapılacaktır. Hiç kimse, adres değişikliğini bildirmemek suretiyle ihmali veya adresini belirsiz hâle getirecek kötü niyetli davranışlarıyla hak elde etmemelidir. Hukuk düzeni, kişinin açık ihmal veya kötü niyetini korumaz. Adres kayıt sistemi dışında ayrıca bir adres araştırması yapılmayacaktır. Bu açıdan, adres kayıt sistemindeki adres, başkaca araştırma yapılmasını gerekli kılmayan son adres olarak kabul edilmiştir. Bu durumda, ne tebligatı çıkartan merciin ne de posta memurunun başkaca bir adres araştırması yapmasına gerek bulunmamaktadır.Adres kayıt sistemiyle ilgili olarak yapılan bu düzenlemenin sonucu olarak gereksiz zaman, işgücü ve maddî kaybın önüne geçmek için, bilinen adrese yapılan tebligatın karşılıksız kalması halinde adres kayıt sistemindeki adrese yapılan tebligatın geçerli sayılacağı kabul edilmiştir. "21. maddeye ek fıkra eklenmesiyle iliği 4. maddesinde;" Tebligat Kanununun 21. maddesi çok sık uygulanan bir hükümdür. Bu durumda maddenin birinci fıkrasındaki yol izlenerek tebligat yapılacaktır. Bu maddeye ikinci fıkra eklenmiş, eklenen fıkrayla adres kayıt sistemindeki adrese tebligat yapılması hâlinde izlenecek yöntem belirtilmiştir. Zira, 10. maddede yapılan değişiklikle birlikte, bilinen en son adrese çıkartılan tebligattan sonuç alınamazsa, adres kayıt sistemindeki adres esas alınacak, başkaca araştırma yapılmadan tebligat o adrese yapılacaktır."denilmiştir.
    Tebligat Kanunu'nun 10.maddesine eklenen ikinci fıkrasında gerçek kişilere yapılacak tebligatla ilgili olarak iki aşamalı bir yol benimsenmiştir. Muhatabın adresi takip alacaklısı (veya davacı) tarafından bildirilecek ve normal tebligat çıkarılacaktır. Bildirilen adresin muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi veya başka bir adresi olması arasında fark bulunmamaktadır. Bildirilen adrese çıkarılan tebligatın bila tebliğ iade edilmesi halinde, muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresine Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesine göre çıkarılacaktır. Tebligat Kanunu'nun 10/2 ve 21/2. maddelerini farklı şekilde yorumlayarak muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresine başka adresi bilinmiyor diyerek doğrudan doğruya 21/2. maddesine göre tebligat çıkartılması doğru olmaz. Bu davaranış Anayasanın 36. maddesine aykırı olur ve muhatabın savunma hakkının kısıtlanması anlamına gelir. Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesi aynı zamanda özünde cezalandırmayı da amaçlayan bir düzenleme içermektedir. Yasa koyucu 5490 Sayılı Kanuna göre doğru adresini zamanında Nüfus Müdürlüğü'ne bildirmeyen vatandaşı cezalandırmak amacını gütmüştür. Tebligat yasasının dar yorumlanması geçerli bir mazereti nedeniyle yeni adresini zamanında Nüfus Müdürlüğü'ne bildiremeyen veya önemli bir mazereti nedeniyle (yatarak hastahanede tedavi gören hasta gibi) bir kaç aylığına adresinden ayrılmak zorunda kalan vatandaşın cezalndırılmasına neden olur. Yasanın yorumunda yardımcı kaynak olan madde gerekçeleri bu konuda bize ışık tutmaktadır. Tebligat Kanunu'nda değişiklik getiren madde gerekçelerinden açıkça anlaşılacağı üzere iki veya üç tebligatla sorun çözülmek istenmiştir. Hem yasa metninde, hem yasanın uygulanmasını gösteren yönetmelikte ve hem de madde gerekçesinde muhatabın sadece adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresinin bilinen adres olarak bildirimesi halinde doğrudan doğruya 21/2'ye göre tebligat yapılacağı açıklamasına yer verilmemiş, bilakis bildirilen adrese tebligat yapılamaması halinde 21/2'ye göre tebligat yapılacağı önemle vurgulanmıştır. Adrese kayıt sistemindeki adres tebligat yapılamayacağı açıkça anlaşılan bir adres olmadığı için öncelikle normal bir tebligat çıkartılarak Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesinde ve Tebligat Yönetmeliğininin 29. maddesinde muhatap lehine olan araştırmaların yapılarak tebligatın kendisine ulaşması ve bilgilendirme işleminin yerine getirilmesi gerekir. Tebligatın anlamı bildirimdir. Tebligatın yazılı bildirim ve belgelendirme olmak üzere iki ana unsuru vardır. Tebligat savunma hakkı ile sıkı sıkıya
    bağlıdır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 30.12.2009 tarihli 2009/12-563 E. - 2009/600 K. sayılı kararında da açıkça vurgulandığı üzere icra takibinin sağlıklı bir biçimde sürdürülebilmesi, itirazların yapılabilmesi ve takibin süratle sonuçlandırılabilmesi, ancak, tarafların icra takibinden usulünce haberdar edilmesi ile mümkündür. Zira, takip borçlusunun hangi icra dairesinde aleyhine takip bulunduğunu, hakkındaki taleplerin nelerden ibaret olduğunu bilmesi ve varsa itirazlarını zamanında ve doğru merciiye yöneltebilmesi usulüne uygun olarak yapılacak tebligat ile sağlanabilir.
    Somut olayda şikayet konusu yapılan tebligatın TK.'nun 10/2.. maddesi gözardı edilerek borçluya önceden hiçbir tebligat çıkarılmadan ve yasal şartları oluşmadan doğrudan doğruya TK.'nun 21/2. maddesine göre çıkartıldığı ve bu tebligatın yukarıda anlatılan nedenlerle usule aykırı bir tebligat olduğu görülmüştür.
    Usule aykırı tebliğin hükmü ise 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 32.maddesinde ve Tebligat Yönetmeliği'nin 53.maddesinde düzenlenmiş; tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatap tebliğe muttali olmuş ise geçerli sayılıp, muhatabın beyan ettiği tarihin tebliğ tarihi olarak kabul edileceği belirtilmiştir.
    O halde mahkemece ödeme emrinin tebliğinin usulsüz olduğuna yönelik şikayetinin kabulü ile tebliğ tarihinin tebligattan haberdar olunduğu ileri sürülen "08.02.2012" olarak düzeltilmesine karar verilmesi gerekirken,yerinde bulunmayan gerekçe ile istemin reddi isabetsizdir.
    SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle IlK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 27/11/2012 gününde oy çokluğu ile karar verildi.
    KARSI OY YAZISI
    19.01. 2011tarihinde Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe giren 11.01.2011 tarihli 6099 Sayılı Tebligat Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile adrese dayalı kayıt sistemindeki adrese tebligat usulü benimsenmiş ve bu doğrultuda 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nda değişiklikler yapılmıştır.
    6099 Sayılı Yasanın genel gerekçesinde, değişikliklerle, özellikle adil yargılamadaki makul süre unsurunun gerçekleşmesine önemli katkı sağlanacağı ve tebligatın güvenli bir adrese yapılmasının amaçlandığı belirtilmiştir. Yine aynı Yasanın 3. maddesinin gerekçesinde, muhataba daha kolay ulaşılabilecek bir adres biliniyorsa oraya tebligat yapılması imkânının açık tutulduğu, ancak, tebligatın yapılmasını isteyenin veya tebligatı çıkartan makamın bildirdiği adresin, tebligata elverişli olmadığının anlaşılması ya da bu adrese tebligat yapılamaması halinde, muhatabın 5490 Sayılı Kanuna göre adres kayıt sistemindeki adresin bilinen son adresi olarak kabul edilerek, tebligat buraya yapılacağı, adres kayıt sistemindeki adresin, kişinin resmi tebligat adresi olarak kabul edildiği, hiç kimsenin, adres değişikliğini bildirmemek suretiyle ihmali veya adresini belirsiz hale getirecek kötü niyetli davranışlarıyla hak elde etmemesi gerektiği, tüm adres araştırmalarının bu adres kayıt sistemi esas alınarak yapıldığı, adres kayıt sistemi dışında ayrıca bir adres araştırması yapılmayacağı, ne tebligatı çıkartan merciin ne de posta memurunun başkaca bir adres araştırması yapmasına gerek bulunmadığı, anılan Yasanın 4.maddesinin gerekçesinde ise 10 uncu maddede yapılan değişiklikle birlikte, bilinen en son adrese çıkartılan tebligattan sonuç alınamazsa, adres kayıt sistemindeki adresin esas alınacağı, başkaca araştırma yapılmadan tebligatın o adrese yapılacağı açıklanmıştır.
    6099 Sayılı Yasanın genel gerekçesi ve madde gerekçeleri ile 7201 Sayılı Yasanın 10., 21. ve 35.maddelerinde yapılan değişiklikler birlikte değerlendirildiğinde, düzenlemenin amacının 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu ile oluşturulan adrese dayalı kayıt sisteminden yararlanarak, tebligatların daha sağlıklı bir şekilde ve daha kısa bir sürede yapılması ve bunun sonucu olarak da yargılamaların gereksiz sürüncemede kalmasının önlenmesi olduğu anlaşılmaktadır.
    Hemen belirtmek gerekir ki, tebligat ile ilgili yasa ve tüzük (yönetmelik) hükümleri tamamen şeklidir. Değinilen işlemler bilgilendirme yanında belgelendirme özelliği de bulunan bir usul işlemi olmakla, gerek tebliğ işlemi ve gerekse tebliğ tarihi ancak yasa ve tüzükte (yönetmelikte) emredilen şekillerle tevsik ve dolayısıyla ispat olunabilir. Bu sebeple tebligatın usul yasaları ile ilişkisi de daima göz önünde tutulmalıdır.
    Buna göre tebligatın öncelikle muhatabın bilinen en son adresine yapılması, bu adrese tebligat yapılamaması halinde ise tebligatın muhatabın adrese dayalı kayıt sistemindeki adresine gönderilmesi gerekir. Muhatabın adrese dayalı kayıt sistemindeki adresinden başka bilinen bir adresi yok ise tebligatın anılan adrese gönderileceği tabiidir. Bu adrese çıkarılan tebligat evrakı üzerine tebliği çıkaran merciice tebligat çıkarılan adresin muhatabın adrese dayalı kayıt sistemindeki adresi olduğunun yazılması 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 23/8.maddesi uyarınca yasal zorunluluk olduğu gibi malumun da ilanıdır. Tebligat çıkarılan adresin muhatabın adrese dayalı kayıt sistemindeki adresi olduğu halde bu hususun tebligat evrakı üzerine yazılmamasının ise gerçeğin gizlenmesi olacağı kuşkusuzdur. Çoğunluk görüşünün aksine 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun ne 10. maddesinde ne 21.maddesinde ne de herhangi bir maddesinde, bilinen en son adrese tebligat yapılamaması halinde muhatabın adrese dayalı kayıt sistemindeki adrese önce tebligat çıkarılan adresin muhatabın adrese dayalı kayıt sistemindeki adresi olduğu yazılmaksızın, bir diğer ifade ile bu gerçeklik gizlenmek suretiyle tebligat çıkarılması gerektiğine, bu tebligatın yapılamaması halinde ikinci kez aynı adrese çıkarılacak tebligata adresin muhatabın adrese dayalı kayıt sistemindeki adresi olduğu açıklamasının yazılması gerektiğine ilişkin hiçbir düzenleme yoktur.
    Bilindiği üzere Anayasa'da kuvvetler ayrılığı sistemi kabul edilmiş olup, 7.maddede yasama yetkisinin Türkiye Büyük Millet Meclisine ait olduğu belirtilmiştir. Yargı organları ise Türkiye Büyük Millet Meclisi’nce yapılan yasal düzenlemelere uygun davranmak ve yasa hükümlerini aynen uygulamak durumundadır. Bir diğer ifade ile 7201 sayılı Yasanın 10. ve 21/2.maddelerinin yasa koyucunun iradesi doğrultusunda uygulanması halinde hak kayıplarının olabileceği endişesiyle yasa hükümleri göz ardı edilmesi düşünülemez.
    Yine çoğunluk görüşüne göre yapılacak uygulama 7201 sayılı Yasanın 35.maddesinin 6099 Sayılı Yasa ile değiştirilmeden önceki hali ile neredeyse aynıdır. 7201 Sayılı Tebligat Kanunu’nun 6099 Sayılı Yasa ile değiştirilmeden önceki 35/son maddesi hükmüne göre “...kamu kurum ve kuruluşları ve kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarına ve ticaret sicillerine...” bildirilen adreslere gönderilen tebliğ işlemlerinin yapılamaması halinde, değiştirilen adres bu yerlere bildirilmediği takdirde muhataba doğrudan 35. madde uygulanarak tebligat yapılabilmekte idi. Buna göre nüfus müdürlüğü de kamu kurumu olduğuna göre muhatabın nüfus müdürlüğüne bildirdiği adresine çıkarılan tebligatın yapılamaması halinde aynı adrese bu maddeye göre tebligatın yapılabilmesi mümkündü.
    Buna göre de yasa koyucunun amacı adrese dayalı kayıt sistemindeki adrese önce bir tebligat çıkarılıp, bunun yapılamaması halinde İkincinin çıkarılması olsa idi zaten yasanın 35/son maddesi bu işlevi gördüğünden böyle bir düzenlemeye gitmesi gerekmezdi. Yasa koyucunun bu durumu bilmemesi, bir
    diğer ifade ile abesle iştigal etmesi düşünülemeyeceğine göre ve düzenlemenin gerekçesi birlikte değerlendirildiğinde, çoğunluk görüşüne katılmak mümkün olmamıştır.
    Yukarıda belirtildiği üzere değişiklik öncesi Yasanın 35/son maddesi uyarınca gerçek kişilerin kamu kurum ve kuruluşları ve kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarına ve ticaret sicillerine (nüfus müdürlükleri, tapu sicil müdürlükleri, trafik tescil müdürlükleri, ticaret sicili, kamu bankaları vs. gibi birçok yer) bildirdikleri yerlere tebligatlar yapılabilmekte ve bu durum hak kayıplarına yol açmakta idi. Pek çok kamu kurum ya da kuruluşuna değişik vesilelerle adres bildiren bir kişinin adresini değiştirdiğinde bu değişikliği aynı yerlere bildirmesini beklemenin hayatın gerçeklerine ne kadar uyacağı izahtan varestedir. İşte yapılan bu düzenleme ile kişinin, adrese dayalı kayıt sistemindeki adresi, resmi tebligat adresi kabul edilmiş ve ona sadece bu adresini takip etme ve değişiklikleri bildirme mükellefiyeti yüklenmiştir. Kişiler aleyhine olumsuz sonuçlar doğurması kuvvetle muhtemel olan 35.maddenin son fıkrası yürürlükten kaldırılarak anılan düzenlemeler yapılmıştır.
    Şu hale göre 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun hem 10. maddesi hem de 21/2.maddesi son derece açıktır. Muhatabın bilinen adresine tebligat yapılamaması ya da bilinen adresinin bulunmaması halinde tebligat, adrese dayalı kayıt sistemindeki adresine, adresin “muhatabın adrese dayalı kayıt sistemindeki adresi” olduğu, tebligat evrakı üzerine yazılmak suretiyle çıkarılmalıdır. Çıkarılan bu tebligatın ise öncelikle adresin niteliğine göre 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 14, 16, 17, 18 ve 20.maddelerine göre yapılması gerekir. Kendisine tebligat yapılacak kimse veya tebligat yapılabilecek kimselerden hiçbiri gösterilen adreste bulunmaz veya tebellüğden imtina ederse tebliğ işlemi aynı kanunun 21.maddesinin 1.fıkrasına, muhatap o adreste hiç oturmamış veya o adresten sürekli olarak ayrılmış ise 2.fıkrasına göre yapılmalıdır.
    O halde tebligat çıkarılan adresin muhatabın adrese dayalı kayıt sistemindeki adresi olması halinde, muhatap ya da muhatap yerine tebligatı alabilecek kimselerden birisi var ise tebligatın onlara yapılması, muhatap geçici ayrılmış ise 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 21.maddesinin 1. Fıkrasına göre tebliğ işleminin yapılması, muhatabın o adreste hiç oturmamış veya o adresten sürekli olarak ayrılmış olduğunun belirlenmesi durumunda ise 2.fıkraya göre tebligatın yapılması gerekir.
    Kısacası çoğunluğun muhatabın adrese dayalı kayıt sistemindeki adresine önce adresin muhatabın adrese dayalı kayıt sistemindeki adresi olduğu belirtilmeksizin bir tebligat çıkarılıp, bu tebligatın yapılamaması halinde bu kez aynı adrese, adresin muhatabın adrese dayalı kayıt sistemindeki adresi olduğu şerhi verilmek suretiyle tebligat çıkarılması gerektiği görüşüne katılmıyoruz. Muhatabın bilinen adresine tebligat yapılamaması ya da bilinen adresinin olmaması halinde tebligat çıkarılan adresin muhatabın adrese dayalı kayıt sistemindeki adresi olması durumunda bu şerhin verilmek suretiyle tebligatın çıkarılması gerektiğini düşünüyoruz. Somut olayda icra takip dosyasında borçlunun bilinen adresinin olmadığı görülmektedir. Bu nedenle borçlunun adrese dayalı kayıt sistemindeki adresi bilinen en son adres kabul edileceğinden bu adrese adresin muhatabın adrese dayalı kayıt sistemindeki adresi olduğu yazılmak suretiyle tebligat çıkarılmasında ve 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 21.maddesinin 1. Fıkrasına göre tebligat yapılmasında yasaya aykırılık olmadığından tebliğ işlemi usulüne uygundur.
    Bu nedenlerle şikayetin reddine dair icra mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olup, onanması gerektiği görüşündeyiz. 27.11.2011